Tarihi Mekanlar Kişisel Ansiklopedi Erol ŞAŞMAZ
  İZMİRİN ÖZEL MEKANLARI
  İZMİRİN MEDRESELERİ
  İZMİRİN LEVANTEN EVLERİ
  İZMİRİN ÖREN YERLERİ
  İZMİRİN MÜZELERİ
  İZMİRİN ENDÜSTRİ MİRASI
  İZMİRİN İLÇELERİ
  İZMİRİN CAMİLERİ
  İZMİRİN KİLİSELERİ
  İZMİRİN ANITLARI
  İZMİRİN ŞEHİTLİKLERİ
  İZMİRİN HANLARI
  İZMİRİN HAMAMLARI
  İZMİRİN KAPLICALARI
  İZMİRİN ÇEŞMELERİ
  İZMİRİN SU KEMERLERİ
  İZMİRİN KÖPRÜLERİ
      MERKEZ KÖPRÜLERİ
      BORNOVA KÖPRÜLERİ
      BUCA KÖPRÜLERİ
      ALİAĞA KÖPRÜLERİ
      BAYINDIR KÖPRÜLERİ
      BERGAMA KÖPRÜLERİ
      ÇEŞME KÖPRÜLERİ
      FOÇA KÖPRÜLERİ
      GAZİEMİR KÖPRÜLERİ
      KEMALPAŞA KÖPRÜLERİ
      KINIK KÖPRÜLERİ
      MENEMEN KÖPRÜLERİ
      ÖDEMİŞ KÖPRÜLERİ
      SELÇUK KÖPRÜLERİ
      TİRE KÖPRÜLERİ
      MENDERES KÖPRÜLERİ
      URLA KÖPRÜLERİ
  İZMİRİN KALELERİ
  İZMİRİN SAAT KULELERİ
  İZMİRİN TÜRBELERİ
  İZMİRİN KERVANSARAYI
  TARİH VE KÜLTÜR TURİZMİ

Mail listemize abone
olun, güncel
yayınlarımızdan
haberdar olun!

Bunun için,
Lütfen mail adresinizi girin.
  Ana Sayfa   |  İletişim   
Yedigöz (Nemrut) Köprüsü - (Kemalpaşa )

Kemalpaşaya 15 km uzaklıkta Çambel Köyü civarında Nif (Kemalpaşa) Çayı üzerindedir.
Yuvarlak Kemer Formlu, İki yöne hafif eğimli köprü grubundadır.
Kemerlerin tamamı ve cephe kaplamaları iri kesme taşlardan meydana getirilmiştir. Ayakların inşasında moloz dolgu tekniği uygulanmıştır. Dolguda, üst kısımlarda toprak da kullanılmıştır. Duvar dolgularında ise kabayonu taş ve tuğla görülmektedir. Cephe yüzeylerinin ayaklara tekabül eden bazı kısımlarında moloz taşların tuğla ve kiremit parçalarıyla çerçevelendiği düzensiz almaşıklık görülmektedir.

Ayrıca, özellikle üst kısımlarda farklı dönem tamiratlarını düşündüren, moloz taş örgülü duvar kesimleri de göze çarpmaktadır. Yer yer farklı kıvamlarda kireç harçları kullanıldığı gözlemlenmiştir.

Köprü bugünkü nehir yatağının ~50 m doğusunda ve birkaç metre yükseğinde kalmıştır. Köprü kalıntılarının uzunluğu, kuzeybatı uctan güneybatıda mevcut büyük kemerin bitimine kadar ~65 m; bu gözün ardından daha ileride rastlanan ayak kalıntısı dahil edildiğinde ise 88,53 m’dir. Verilere göre gerçekleştirdiğimiz restitüsyon önerimize göre ise köprünün ~152 m uzunlukta olması muhtemeldir.
Genişliği, dıştan dışa, ortalama 6 m’dir. Bugün mevcut olmayan en geniş kemerin açıklığı ise 21,2 m’dir. Köprü kuzeybatı uçtan güneydoğu taraftaki büyük göze gelindikçe, gözle farkedilmeyecek kadar orantılı bir şekilde ~25 cm genişlemektedir .
Yayınlarında bu köprüye de yer veren Çağlıtütüncügil ile Ceylan, günümüzde 4 gözden oluşan yapı kütlesinin 21.20 m güneydoğusunda bulunan ayak kalıntısını “6. ve 7. gözler arasındaki ayak kalıntısı” olarak nitelemektedirler. Bu ifade, ayak kalıntısı ile mevcut yapı kütlesi arasında 2 kemer gözü bulunduğu varsayımına dayanır. Ancak, kanımızca bu aralıkta köprünün ana gözü bulunuyordu.
Arada başka bir ayağın varlığını düşündürecek mimari kalıntı/iz bulunmaması ve köprüyü betimleyen 1865 tarihli gravürde 4. Gözden sonra yükselimin daha büyük bir göze doğru devam ettiğini gösteren tasvir, önerimizi desteklemektedir. Bugün mevcut kalıntılara karşın, geri kalan kısmın yıkılmış olması, kanımızca ana gözün büyüklüğünün yarattığı statik sıkıntılarla ilgili olabilir.
Ayrıca, köprünün bugünkü durumunda, kuzeybatı tarafındaki ilk göz, köprünün anagözden itibaren orantılı şekilde alçalarak gelmesi gereken eğim çizgisini biraz ihlal eden bir yüksekliktedir. Bir önceki gözden daha alçak olması beklenirken, biraz daha yüksek bir tepe noktası oluşturmaktadır. Gravürdeki betimlemede, fotoğraf doğruluğunda kabul edilemeyecek olsa da, böyle bir durum yoktur. Bu gözde ve etrafında bir onarım gerçekleşmiş olabileceği not edilmelidir. Kemerin sağ yanındaki duvar dokusunda çeşitli farklılıklar, burada sonradan bir değişim gerçekleştiğine işaret etmektedir. Hatta bu kısımda, önceden korniş olabileceği akla gelen bir iz de dikkat çekmektedir. Ancak diğer cephede ve köprünün başka bir yerinde, plent taşı denilebilecek başka bir ize rastlanmamıştır.
Yapının özgün durumuna ilişkin net saptamalar ancak bilimsel bir kazı neticesinde yapılabilir. Mevcut durumda ve eldeki tarihsel veriler ışığında restitüsyonlar önerilmiştir.

Tarihlendirme :

Köprünün bilinen bir kitabesi yoktur. C. Çulpan, kitabının sonundaki kronolojik listede bu yapıya, Yapılış Tarihleri Kesinlikle Bilinmeyenler başlığı altında yer vermiştir. Çağlıtütüncügil, kimi araştırmacılarca, inşa malzemesi ve kemer formuna bakılarak Geç Roma Dönemi’ne tarihlendirmekte olduğunu belirtmiş, fakat 1531 tarihli Tapu Tahrir Defteri’ndeki kayıtlarda geçtiği söylenen “Hacı Ahmet Bin İsa isimli bir kişinin, Manisa ile Nif arasında, Nif Çayı üzerinde altı gözlü bir köprü yaptırdığı” bilgisinden hareketle yapıyı 16. yy. başlarına, şüpheli olduğu şerhini düşerek tarihlemiştir. İzmir Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri’nde çok kısa ve yetersiz bilgiler arasında yapının “16. yy. başları”na ait olduğu yazılıdır.
Araştırmacıların söz konusu ettiği Hacı Ahmet Bin İsa’nın köprü inşa etmesi konusu, III. Murad zamanında, 1576-77 tarihlerinde hazırlanmış Defter-i Evkâf-ı Livâ-i Saruhan’da karşımıza çıkmaktadır.
Bu defterde, Halil Beglü’den (bugün de Turgutlu güneyi – Kemalpaşa batısında Halilbeyli yerleşimi vardır.) Hacı Ahmed bin İsa’nın “Mağnisayla Nif mabegninde olan Nif çayı üzere bina etduği altı göz köprü…” bahsi geçmektedir.
Bahsi geçen bu 6 gözlü köprünün, konumuz olan Yedigöz Köprüsü ile ilgisini şüphe bırakmaksızın doğrulayacak bir kanıt yoktur. Arazi incelememizde fiziksel varlığına rastlanmamışsa da, R. Kiepert’in haritasında bu bölgede Nif üzerinde başka bir köprü daha görülmektedir ve Defter-i Evkâf-ı Livâ-i Saruhan’da belirtilen bu köprü ile ilgisi muhtemeldir .
Kanımızca, 1833 dolaylarında bu çevrede gördüğü bir köprüyü “Vadiden çıkarken derenin üzerinde, yarısı harap altı gözlü bir köprü vardı. Müslümanların olan bu eser, hiç şüphesiz, Manisa (Sipyle Magnesie)'nın sultanlar ailesine ikametgâh olduğu zamanlarda yapılmıştır.” diyerek yorumlayan Texier de konumuz olan Yedigöz Köprüsü’nden değil, Defter-i Evkâf-ı Livâ-i Saruhan’da belirtilen ve Kiepert haritasında görülen diğer köprüden bahsetmektedir.
1671’de Turgutlu’dan yola çıkıp Nif’e ulaşan Evliya Çelebi, bu aralıkta
hiçbir köprüden bahsetmemiştir.

Öte yandan M 1884 tarihli Aydın Vilayet Salnamesi’nde “Asar-ı atikeden olarak (…) Nif’e birbuçuk saat mesafede Nif çayı üzerinde kargir on gözden ibaret cesim ve atik Nemrud köprüsü dimekle meşhur bir köprü vardır. Mezkur köprü zaten Aydın ve Manisa’nın posta tariki üzerinde idiyse de şimdiki halde gerek mezkur tarik ve gerek köprü metruk ve muattaldır.” ifadelerinin bu köprüyle ilgili olma ihtimali kuvvetli görünmektedir.
Yapı ilk olarak geç antik dönemde inşa edilmiş, ardından yenilemelerle belki de 18. yüzyıla kadar ulaşmış olması mantıklı görünmektedir.
Nitekim, Karaosmanoğulları’nın hakimiyeti devrinde, Nif üzerindeki köprülerin tamiri ile ilgili birçok kayıttan bahislere rastlamak mümkündür.
Cephe yüzeylerinin ayaklara tekabül eden bazı kısımlarında moloz taşların tuğla ve kiremit parçalarıyla çerçevelendiği düzensiz almaşıklık, 17. yy. başlarına tarihlenen Kuşadası Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı cephelerindeki uygulamalarla ve tahminen 18. yy.’a ait Çiçekliköy Karaosmanoğlu/Nif Köprüsü’nün bazı kısımlarındaki düzensiz almaşık örgüyle benzerlik göstermektedir.


KAYNAK: BÜYÜK MENDERES, KÜÇÜK MENDERES ve GEDİZ HAVZALARINDAKİ TÜRK DÖNEMİ KÖPRÜLER ( Ender ÖZBAY )

FOTOĞRAFLAR: EROL ŞAŞMAZ (BAZILARI KAYNAK BELGEDEN ALINTI)
Yedigöz (Nemrut) Köprüsü - (Kemalpaşa ) Fotoğraf Galerisi