Rüstem Paşa Mahallesi Kızıl hamam Sokak'ta Rüstem Paşa Camisi'nin yaklaşık 150 metre güneyindedir. Önemli bir kesimi yıkılmış olan hamam bugün itibariyle doğu-batı yönlü dikdörtgen bir alanı kapsamaktadır.
Saçak seviyesine kadar toprağa gömülü batı cephesindeki iki küçük kubbeli alan bugün görülememektedir. Doğu ve batı doğu ve güney cepheleri nispeten sağlam durumdadır. Terk edilmiş yapının büyük bir kesimi toprak altında kaldığından mekanın algılanmaları güçleşmiştir. Kaplama taşları yer yer dökülmüştür üzerinde ve çevresinde bir tane ağaç gövdeleri yapıyı tehdit etmektedir. İnşa malzemesi olarak duvar kaplamalarında kesme taş, örtüde tuğla kullanılmıştır.
Hamamın girişi Kuzey Cephesi'nin doğusuna kaydırılmıştır. Kemeri ve söveleri tahrip olan açıklık kaplama taşlarının yenilenmesi suretiyle onarılmıştır. Onarımın girişin iç yüzeyinde de gerçekleştirildiği görülmektedir. Girişin ilk şekline haklında kesin bir şey söylemek mümkün olmasa da diğer Urla hamamlarındaki açıklıklara dayanarak sivri Kemerli olduğu düşünülebilir. Hamamın Doğu duvarlarının güneye doğru devam ettiğini gösteren duvar dişi kalıntıları görülmektedir. Zaten planda F harfleri ile gösterilen açıklıkların gerisinde mekanlarının olduğu da açıktır.
Mekanları ayakta olmadığından ve bu nedenle bağlantıların kurulması güç olan hamamın mekan adlandırılması yapmakta zordur 5,5 metre X 5,5 metre ölçülerinde kare planını B mekanını üzerine pandantif geçişle bir kubbe ile örtülüdür. Dökülen sıva tabakasının altından pandantiflerin tamamen tuğladan yapıldığı görülmektedir. Pandantiflerin iki yanında mukarnas dolgulara yer verilmiştir. Mekan kubbeye açılmış altıgen ışık gözleriyle aydınlatılmıştır. B Mekanı neredeyse Pandantiflerin başlangıçlarına kadar molozla doldurulmuştur.
Dolgular mekanı açılan tüm açıklıkların önünü Kemer başlangıç seviyelerine kadar kapatmıştır.
B mekanının Batı duvarlarının kuzeyine kaydırılmış bir açıklıkla c ve d mekanlarına ulaşılmaktadır. Giriş kemerlerinin ayaklarından yukarısı ancak görülebilmektedir. Dikdörtgen mekan geniş bir kemerle ikiye ayrılmış ve her bir mekan pandantif geçiş ile örtülmüştür. Hamamın Güney duvarları iki açıklığın bulunması girişlerin ardından en az 2 mekanının varlığını kanıtlamaktadır.
Çünkü hamamlarda aynı mekana yan yana açılmış iki ayrı girişten ulaşıldığı görülmediği gibi mantıklı bir uygulama olmayacağı da açıktır. Hamamın dahil olduğu plan şemasının durumu tartışmalıdır. Mekanların büyük bir çoğunluğu yıkıktır. Mevcutlar mekanlar da önemli oranda toprağa gömülmüştür . Bu mekanın içinde Kemer seviyesine kadar dolmuş olması algılamayı güçlendiren bir diğer faktördür. Bu belirsizlere rağmen mekanlarının işlevleri tartışılacak olursak: B mekanın kubbesine açılan Işık dedikleri mekanın soyunmalık olmadığını akla getirmektedir. Zira soyunmalık kubbelerinde Işık gözleri yerleştirilmemektedir. Bu durumda mekanın sıcaklık olduğunu bu durumda mekanın sıcaklık olduğunu söylemek mümkün görülmektedir.
B mekanının başka bir şekilde adlandırmak En azından mevcut kalıntılara göre Mümkün görünmemektedir.
Çünkü Kubbesi diğer kubbelere oranla çok daha büyük tutunmuş mekanın sıcaklık olduğu adlandırılması kanınca daha doğrudur. c ve d mekanları ise sıcaklığa açılan Halvet hücrede hücreleri olmalıdır. Eve F açıklıklarının gerisindeki mekanları tahmin edebilmek bugün için zor görünmektedir.
Mekanların işlevlerini kesin olarak saplayabilmenin en sağlıklı yolu hamamın iç ve dışında yapılacak kazı çalışmalarıdır. zeminde yapılacak kazı çalışmaları sonucu cehennemlik planı ortaya çıkarıldığında mekanların işlevleri netlik kazanacaktır. Böylece yukarıda durumunu tartıştığımız mekanları farklı işlevlere sahip olduğu da görülebilir.
Yapının bir inşa kitabesi olmadığı gibi araştırmalarımız sırasında herhangi bir bilgi veya belgede bulunamadı. Cami ile hamamın bir külliye oluşturup oluşturmadığını da bilemiyoruz, ayrıca yapının plan şeması Semavi Eyice’nin yaptığı sınıflandırma örneklerinin hiçbirine girmeyen münferit bir örnektir. Dolayısıyla plan şeması tarihlendirme için bir katkı oluşturmamaktadır. Eldeki mevcut verilerin yetersizliği yapıyı herhangi bir tarih dilimine yerleştirmemizi engellemektedir.
KAYNAK: SEDAT BAYRAKAL (Urla ve Köylerindeki Türk Dönemi Sosyal Anıtları )
FOTOÄžRAFLAR: EROL ÅžAÅžMAZ