Tarihi Mekanlar Kişisel Ansiklopedi Erol ŞAŞMAZ
  İZMİRİN ÖZEL MEKANLARI
  İZMİRİN MEDRESELERİ
      MERKEZ MEDRESELERİ
      BAYINDIR MEDRESELERİ
      ÖDEMİŞ MEDRESELERİ
      SEFERİHİSAR MEDRESELERİ
      TİRE MEDRESELERİ
  İZMİRİN LEVANTEN EVLERİ
  İZMİRİN ÖREN YERLERİ
  İZMİRİN MÜZELERİ
  İZMİRİN ENDÜSTRİ MİRASI
  İZMİRİN İLÇELERİ
  İZMİRİN CAMİLERİ
  İZMİRİN KİLİSELERİ
  İZMİRİN ANITLARI
  İZMİRİN ŞEHİTLİKLERİ
  İZMİRİN HANLARI
  İZMİRİN HAMAMLARI
  İZMİRİN KAPLICALARI
  İZMİRİN ÇEŞMELERİ
  İZMİRİN SU KEMERLERİ
  İZMİRİN KÖPRÜLERİ
  İZMİRİN KALELERİ
  İZMİRİN SAAT KULELERİ
  İZMİRİN TÜRBELERİ
  İZMİRİN KERVANSARAYI
  TARİH VE KÜLTÜR TURİZMİ

Mail listemize abone
olun, güncel
yayınlarımızdan
haberdar olun!

Bunun için,
Lütfen mail adresinizi girin.
  Ana Sayfa   |  İletişim   
Halime Hatun Medresesi – Konak Merkez)

Halime Hatun Medresesi, Cami Atik Mahallesi’nde yer almaktaydı. Medresenin dört bir tarafı “İmamoğlu Hacı İbrahim ve Konakçı Ali ve Kara Hacı İbrahim ve Müftü el-Hac Ali ve İmam Hacı Ali Efendi” mülk menzilleri ile çevriliydi.

Medresenin bâniyesi, bu mahalleden Hacı Mehmed b. Ahmed’in kızı Halime Hatun’dur.

Vakıf defterlerinde ve şeriyye sicillerinde medreseye ait müstakil bir vakfiyeye tesadüf edilmediğinden vakfiyenin tescil tarihini tespit etmek güçtür. Fakat ilk müderrisi olan Akarcalı Ali Efendi’ye berat tevcihi dolayısıyla kaydedilen tarihsiz vakfiye sureti, medrese hakkındaki bilgilerimizin temel dayanağını oluşturduğu gibi medresenin hangi tarihte tedrise başladığı konusunda da bir fikir vermektedir.
Hurufat defterlerine ilk olarak 25 Rebiülevvel 1191 (3 Mayıs 1777) tarihinde kaydedilen atamada, medrese bâniyesi Halime Hanım’ın kısa zaman önce vefat ettiği ifade edilerek müderris Ali Efendi’ye berat tevcih edildiği yer almaktadır.

Bu bakımdan elimizde mevcut olmayan medrese vakfiyesinin on sekizinci yüzyıl son çeyreğine ait olması gerektiğini, medresenin de bu tarihlerde tedrisata başladığını söylemek mümkündür.

Belge tarihinden birkaç yıl önce yaşanan büyük yangın sonrası bazı medreselerin kullanılamaz hale geldiği bu dönemdeki tamirlerden anlaşılmaktadır.
Maddî kaynakların yetersizliği sebebiyle harabe hale gelen medreselerin hemen tamir edilememesi tedrise ihtiyaç duyulan yerlerde geçici çözümler ortaya çıkarmış olmalıdır.
Vakfiyenin içeriğini geniş ölçüde yansıtan tevcihattaki malumata göre Halime Hatun, Cami Atik Mahallesi’ndeki konağını medreseye dönüştürerek vakfetti. Medreseye çevrilmiş olan ev, iki katlı olup fevkânî iki bab oda ve orta sofa ile tahtânî dört bab oda, bir fırın, bir su kuyusu, bir kenif ve içinde meyveli-meyvesiz ağaçların bulunduğu bir avluyu müştemildir.
Vakfiyede ev ile Boynuzseki tımarı dâhilindeki 150 kök zeytin ağacı vakfedildiği kayıtlıdır.
Halime Hatun, vefatından sonra evinin medreseye çevrilmesini ve burada talebelerin sakin olmasını istedi. Medreseye Akarcalı Ali Efendi b. Veliyüddin’i hasbî surette müderris tayin etti.

Vakfettiği zeytin ağaçlarının senelik gelirini üçe taksim ederek bir hissesini medresede müderris olanlara, iki hissesini ise burada sakin olan talebelere ayırdı. Talebelere ayrılan miktarın aralarında eşit şekilde taksim edilmesini şart koştu.
Zaman içinde vakfının şartlarına riayet mümkün olmaz ise vakıf gelirinin mutlaka fukara-i müslimine sarf olunmasını istedi.
Halime Hatun’un vefatını müteakip vakfettiği üzere evi medreseye çevrilerek Akarcalı Ali Efendi buraya müderris tayin edildi ve kendisine 1777 yılının Mayıs ayında berat tevcih edildi. 1829 yılında vakıf mütevellisi Ali b. Osman’ın bila veled vefat ettiği ve yerine Mehmed b. Veliyüddin’in, 1831’de ise Mehmed’in ferağından aynı vazifenin Şerif Ahmed b. Mehmed’e tevcih edildiği belirtilmiş olmakla birlikte medrese müderrisine dair herhangi bir bilgi verilmemiştir.

Ancak 1833 yılında görevden feragat eden Şerif Ahmed’in yerine mütevelli tayin edilen el-Hac Musa’nın dersiâm olduğunun da belirtilmesi, buradaki tevliyet vazifenin müderrisler tarafından ifa edilmiş olabileceği durumunu ortaya çıkarmış olmaktadır.

KAYNAK: OSMANLI DÖNEMİ İZMİR MEDRESE VE KÜTÜPHANELERİ ( Yasin TAŞ )