Tarihi Mekanlar Kişisel Ansiklopedi Erol ŞAŞMAZ
  İZMİRİN ENDÜSTRİ MİRASI
  İZMİRİN LEVANTEN EVLERİ
  İZMİRİN ÖZEL MEKANLARI
      ÇİĞLİ
      NARLIDERE MEKANLARI
      GÜZELBAHÇE MEKANLARI
      GAZİEMİR MEKANLARI
      KINIK MEKANLARI
      KARABAĞLAR MEKANLARI
      BERGAMA MEKANLARI
      BORNOVA
      MERKEZ MEKANLARI
      MENEMEN MEKANLARI
      TİRE
      ALİAĞA MEKANLARI
      BALÇOVA MEKANLARI
      BAYINDIR MEKANLARI
      BAYRAKLI MEKANLARI
      BEYDAĞ MEKANLARI
      BUCA
      ÇEŞME MEKANLARI
      DİKİLİ MEKANLARI
      FOÇA
      KARABURUN MEKANLARI
      KARŞIYAKA MEKANLARI
      KEMALPAŞA
      MENDERES MEKANLARI
      ÖDEMİŞ MEKANLARI
      SEFERİHİSAR MEKANLARI
      SELÇUK
      TORBALI
      URLA MEKANLARI
  İZMİRİN İLÇELERİ
  İZMİRİN CAMİLERİ
  İZMİRİN KİLİSELERİ
  İZMİRİN ANITLARI
  İZMİRİN ŞEHİTLİKLERİ
  İZMİRİN HANLARI
  İZMİRİN HAMAMLARI
  İZMİRİN KAPLICALARI
  İZMİRİN ÇEŞMELERİ
  İZMİRİN SU KEMERLERİ
  İZMİRİN KÖPRÜLERİ
  İZMİRİN KALELERİ
  İZMİRİN SAAT KULELERİ
  İZMİRİN TÜRBELERİ
  İZMİRİN MEDRESELERİ
  İZMİRİN KERVANSARAYI
  TARİH VE KÜLTÜR TURİZMİ

Mail listemize abone
olun, güncel
yayınlarımızdan
haberdar olun!

Bunun için,
Lütfen mail adresinizi girin.
  Ana Sayfa   |  İletişim   
FOÇA (ESKİ) TANITIM

İzmir’e 70 km’lik bir karayolu ile bağlanan Foça, Çandarlı ve İzmir Körfezleri arasında bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Doğusunda Menemen, kuzeyinde Çandarlı Körfezi, güneyinde İzmir Körfezi ve batısında da Ege Denizi bulunmaktadır.

Karşısındaki İncir, Orak ve Fener adaları Foça’yı doğal liman durumuna getirmektedir.
Foça, İzmir’in otuz ilçesinden biridir. Daha önce belediye olan Yeni Foça, Bağarası ve Gerenköy ile, Ilıpınar, Yeniköy, Kozbeyli, Kocamehmetler köyleri de Foça’ya bağlanmıştır.
Ayrıca Kartera, Sazlıköy ve Sıraköy gibi terkedilmiş yerleşmeler de Foça’ya bağlıdır. Yeni Foça bu yerleşimlerin en büyüğüdür ve Foça ile benzer özellikler taşımaktadır.
Toplam yüzölçümü 228 km2 olan Foça’nın, %50’si ormanlardan, %22’si tarım alanlarından, %9’u meralardan, %5’i yerleşim yerlerinden oluşurken kalan %14’ü ise diğer alanlar olarak sınıflandırılmaktadır.

Tarihçesi

Foça, on İon kentinden biri olarak önemli bir İon yerleşmesi kabul edilmektedir. Foça’nın İ.Ö. VII. yüzyıl ortalarında Teos ve Erythrai’den gelen İonlar tarafından kurulduğu söylenmektedir. Diğer yandan Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın yaptığı kazılar sonucunda kentin ilk sakinlerinin Aioller olduğu ve İ.Ö. 11. yy’da Aioller tarafından kurulduğu sonucuna varılmaktadır.

Foçalıların Batı Akdeniz’e, Adriyatik denizine ve hatta İspanya’ya kadar giderek İon deniz ticaretinin yayılmasında önemli rol oynadıkları bilinmektedir.
Ayrıca başta Fransa Marsilya olmak üzere gittikleri yerlerde koloniler kurdukları da ileri sürülmektedir.

Kent İ.Ö. 560 yılında Kral Kroisos zamanında Lidya Krallığının egemenliği altına girmiştir.

İ.Ö. 544 yılında Perslilerin Lidya Krallığını yıkması sonucunda, Persliler tarafından muhasara altına alınarak Pers İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir.

İ.Ö. 334’te büyük İskender’in Anadolu’ya ayak basarak Pers egemenliğini ortadan kaldırması Foça’da da yeni bir dönem başlatmıştır. Foça, Büyük İskender’in ölümünden sonra, Selekusların daha sonra ise Bergama Krallığının ve Romalıların egemenliğine girmiştir.

Foça, erken Hıristiyanlık döneminde Bizans İmparatorluğunun piskoposluk merkezi durumunda iken, 11. yy başlarında ise Venedik ticaret kolonisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
1095 yılında Emir Çaka Bey tarafından alınmış ve sonrasında Saruhan Beyliğine bağlanmıştır. Kent, 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı toprağı olmuştur.
1867 yılında Foça ve bucağı Yeni Foça birleştirilerek Manisa sancağına bağlanmıştır.

15 Mayıs 1919’dan 11 Eylül 1922 tarihine kadar Yunanlıların egemenliğindedir ve 11 Eylül Foça’nın kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.

Foça (Phokaia) Şehrinin İsmi

Fokların ülkesi olarak adlandırılan Foça, ismini Yunancada fok balığı anlamına gelen Phokaia’dan almaktadır. Bu nedenle Antik Foça paralarının bir yüzünde fok balığı kabartmasının olduğu görülmektedir. Sayıları az kalmış olsa da, Foça hala, Akdeniz foklarının yaşadığı ve ürediği ender yerler arasındadır.

Nüfus Yapisi, Ekonomi ve Fiziksel Özellikler

Foça’da 1876 yılında yapılan sayımda 600’ü Türk ve 400’ü Rum evi olmak üzere toplam 1000 evin olduğu saptanmıştır. 1891’deki nüfus sayımında Foça’nın %71’inin Rumlardan, %25’inin Türklerden ve %4’i diğer etnik kimliklerden oluştuğu görülmektedir.

191O’lar ve 1920’lerde ilçenin ekonomik hayatında bağcılığın, zeytinciliğin ve balıkçılığın önemli bir yer tuttuğu bilinmektedir. Bunun yanında tuz, şap ve taş ticareti diğer önemli ekonomik faaliyetlerdir. Bu tarihlerde Foça’da 20’den fazla değirmen taşı imalathanesi olduğu ve üretilen değirmen taşlarının Avrupa’ya ihraç edildiği de bilinmektedir.

Nüfus yapısı ve mimariyi ilişkilendirecek olursak, bu yıllarda Rumların ve Türklerin temel olarak tek katlı ve iki katlı olarak ınıflandırılabilecek benzer stillerde evler inşa ettiklerini söyleyebiliriz. (Fransız Arkeolog Felix Sartiaux’nun 1913 ve 1920 yılları arasında neredeyse
tüm Foça’yı fotoğraflayarak yapmış olduğu ve Marsilya Müzesi tarafından çıkarılan 2 kitabı Foça yapıları hakkında bize önemli bilgiler aktarmaktadır.)

Cumhuriyet dönemi sonrası ve 1923-1927 yılları arasındaki mübadelede sırasında Limni Adası, Midilli Adası ve Kavala kentinden gelenler Foça’ya yerleştirilmiştir.

1952 yılına kadar bölgenin askeri yasak bölge olması giriş ve çıkışların kontrollü yapılması ekonomiyi olumsuz etkilemiş ve kenti terk edenler hızla artarken boşalan yapılar harap hale gelmiştir.

1970’li yıllarda başlayan turizm amaçlı hareketlenmeler ve yazlık olarak tabir edilen 2. konutların hızla artması, kentin nüfusunun da artmasına sebep olmuştur. Bu gelişmeler sonucunda arkeolojik değerler, sit alanları ve doğal çevre büyük ölçüde zarar görmüştür.
Günümüze gelindiğinde; mübadele sonucu yerleşenlerin 3. ve 4. kuşaklarına kalan yapıların hissedarlarının çoğaldığı, yapı sahiplerinin fazla olmasından dolayı önceden terk edilmiş olan yapılarla ilgisizlikten dolayı kendi kaderlerine terk edilmiş olduğu yer yer gözlemlenebilmektedir. Buna, yapı sahiplerinin ekonomik imkansızlıkları da eklenince, yapıların önemli ölçüde yok olmaya yüz tuttuğu da anlaşılmaktadır.

Foça’da “Koruma Amaçlı İmar Planı” hala onaylanmadığından dolayı sadece tescilli yapıların restorasyonları yapılabilmektedir. Son 10 yıl içerisinde Foça’ya dışardan gelenler bu tescilli yapıları alarak, restorasyon çalışmalarını yaptırıp Foça’ya yerleşmeye başlamışlardır.

Sivil Yapıların Mimari Özellikleri

Restore ettiğimiz yapılar çoğunlukla 1870 ve 1920 yılları arasında tarihlenmektedir.
Benzerlerine diğer Ege ve Akdeniz sahillerinde rastlanmakta olan bu yapılarda genel olarak Akdeniz mimarisi etkisi hakimdir.

Söz konusu yapılar çoğunlukla 2 katlı olsa da tek katlı olanları da bulunmaktadır. Her iki kat türünün bahçelerinde de müştemilat olarak kullanılan tek katlı yapılar da sıklıkla yer almaktadır.

Yapılarımızda genelde yığma taş duvarlar, sıvasız dış cepheler ve ahşap malzemeden yapılmış kat döşemeleri ve çatılar gözlemlenmektedir. Zemin kat ara duvarları hımış duvar, üst kat ara duvarları bağdadi duvar şeklinde yapılmıştır. Dış cephede pencere ve kapı kenarlarında taş söveler mevcuttur. Cephede saçak seviyesinde bir ya da daha fazla sıralı taş saçak silmesi bulunmaktadır.

Foça’ da yapılması gerekenler:

- Koruma Amaçlı İmar Planının onaylanması, tescilli yapı haricindeki yapılardaki uygunsuz müdahalelerin engellenmesi ve çağdaş gereksinmelerin kente planlı şekilde kazandırılması açısından önemlidir.

- Plansız müdahaleler tarihi dokuya ve yapıya geri dönülemez zararlar vermektedir.

- Restorasyonlarda doğru uygulayıcı, orijinal malzeme ve geleneksel yapım tekniklerine sadık kalınması önem taşımaktadır.

- Yapılan restorasyonlarda geçmişi günümüze taşıyan bu eserlerin tarihi miras olmanın yanında, gelecek nesillerin bize bir emaneti olduğu bilinciyle koruma ve yaşatma amacı gütmeliyiz.

KAYNAK: Foça (izmir) Sivil Mimari Örnekleri ve Restorasyon
FOTOĞRAFLAR: Erol Şaşmaz
FOÇA (ESKİ) TANITIM Fotoğraf Galerisi