Caminin yaklaşık 50 metre güneyinde, Şadırvan Meydanı olarak anılan küçük bir meydanda yer almaktadır.
Sekizgen planlı şadırvanın üzeri yakın zamanda ah şaptan konik bir örtüyle kapatılmış ve çevresi ahşap destekler tarafından taşınan altıgen bir örtüyle koruma altına alınmıştır. Zemine göre yaklaşık 25 cm.’lik yüksekliğe sahip bir platform üzerinde yükselen şadırvanın çevresini bir atık su gideri dolanmaktadır.
Tamamen mermer malzemeyle inşa edilmiştir. Sekizgenin her bir yüzü, ortada bir mührü Süleyman, bunun iki yanında ucu kıvrık birer servi ağacı ile bezenmiştir. Süslemeler, dıştan bir kaş kemerle sınırlandırılmış, kemer köşelikleri karanfil, lale, nergis ve meyve tabağı motifleri ile doldurulmuştur.
Çoğunlukla cami ya da mescitlerin bahçesinde yer alan ve genellikle çokgen planlı olan şadırvanların kent meydanlarına inşa edildiği de görülmektedir. Anadolu’da özellikle 18-19. yüzyıllardan kalma pek çok örnek üzerinde su kuşları ve suyla ilgili çeşitli süslemeler dikkati çekmektedir. Benzer süslemeler, çeşme sebil gibi diğer su yapılarında da karşımıza çıkmaktadır.
Üzerinde her hangi bir kitabe bulunmayan şadırvan, batılılaşma dönemi özellikleri gösteren süslemelerinden yola çıkarak 18-19. yüzyıllara tarihlendirilebilir.