Şapel (kilise ),Tire, Bademiye (Değirmendere) semtinde çevresinde yaşayan Ortodoks Hristiyanları için inşa edilmiştir. Geç dönemde yapılan mabetlerdendir. Rum kaynakları, şapelin bir islam mabedi arsası üzerine inşa edildiğini kaydetmektedir. Günümüzde Ekin Hisarı adıyla bilinen EBUBEKİR AĞA MESCİDİ ile yan yana bulunmaktadır. Şapelin önündeki ayazma hala günümüzde mahalle çeşmesi olarak kullanılmaktadır.
Azize Kiryaki adına yaptırılmıştır. Şapele adı verilen AYA KİRYAKİ M.S. 284-304 yılları arasında yaşamıştır. Romalılar tarafından inancı nedeniyle başı kesilerek öldürülen Agia Kiryaki, her yıl öldürüldüğü 7 Temmuz da anılmakta idi. Hristiyan inancını yaymak için çaba harcayan azizeye Pazar günü doğduğu için Kiryaki adı verilmiştir.
Ayazma; Derekahve, Laletepe ayazması ile beraber kentteki üçüncü ayazmadır. Kubbeli olan yapı, Moloz taşlardan inşa edilmiştir. Kubbe kasnağı oldukça küçüktür. Rumların Tire’den ayrılmasından sonra bir süre İmam evi olarak kullanılmıştır.
Şapel, İslam ve Hristiyan toplumlarının yan yana bulunan mabedi olmasıyla ayrı bir değer taşımaktadır. Bu konum, İslam mabedi ile Hıristiyan ibadet mekanının yan yana yıllarca birlikteliğini ifade etmesi bakımından oldukça değerlidir. Ebubekir Ağa Mescidi 1985 yılında yıkılıp tekrar temelden minareli olarak inşa edilmiş olsa da iki ibadet mekanı birlikteliklerini hala sürdürmektedir.
TARİHÇE
Kaynaklar, 1900 yılında kiliseye bitişik bir caminin inşa edildiğini belirtse de, bazı kaynaklarda 15. yüzyılda burada bulunan Ebubekir Mescidi’nin kısmen batıya kaydırılarak kilisenin inşasına olanak sağladığı belirtilir. Mescidin erken dönemlerde inşa edildiği belirtilse de günümüzdeki yapının geç döneme ait olduğu söylenebilir. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de cami bekçisinin, kilisenin bakımıyla ilgilendiği belirtilmektedir. Kilisenin kandilinin sönmemesine dikkat eden bekçi, köy halkı gibi, hasta oğlunun sağlığına kavuşmasını kilisenin adandığı Azize Kiriaki’nin mucizesine borçlu olduğuna inanmaktaydı.
Burada yaşayan nüfus söz konusu azizeyi‘Sağlık Veren Hanım’ olarak tanımlamakta ve bu nedenle hastalar yapıyı sıklıkla ziyaret edip giysilerinden bir parçayı kilise penceresine bırakmaktaydılar. Köy halkının yapıya ilişkin bir diğer efsanesi ise, azizeyi sıklıkla zeytinliklerin arasında saçlarını tararken görmeleriydi. Yapının bitişiğinde bulunan ayazma nedeniyle de kilisenin mucizeviolduğuna inanılmaktaydı.
MÄ°MARÄ°
Kilise, Dermen Dere’nin ikiye ayırdığı kanyonun uç noktasında Ekinhisar köyünün üst kesiminde konumlanmaktadır. Yığma taş olarak inşa edilen yapının tipolojisi günümüzdeki durumu sebebiyle tam olarak belirlenememektedir. İçten ve dıştan sıvalı olan yapı, kare planlı ve kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağı sekizgen olup, çatı ve saçak köşegen olarak biçimlenir. Giriş önündeki sekide devşirme bir erken Osmanlı mezar taşı bulunmaktadır.
Dış cephe yalındır. Dış cephede köşelerde biri daha çok basamaklı olmak üzere pahlar ve bir çeşme yer alır. Yapının beden duvarının en alt kısmında devşirme bir stel yer alır.
Yapının yarım daire kemerli bir penceresi ve bir kapısı bulunmaktadır. İç mekânda yuvarlak kemerli bir niş ve pencere açıklığının altında kare bir niş yer alır. Kubbeye geçişlerde üçgen pandantif benzeri izler gözlemlense de mimari özellikleri tam olarak algılanamamaktadır.
KAYNAK: A. MUNİS ARMAĞAN / İZMİR Mimari Kültürel Mirası Değerlendirme Raporu
FOTOÄžRAFLAR: EROL ÅžAÅžMAZ